Ekim 17, 2025

Vasi ve Vesayet İşlemleri Nasıl Yapılır?

Türkiye’de Vesayet ve Vasi İşlemleri Rehberi

1. Vesayet nedir?

Vesayet, kendi işlerini göremeyecek veya menfaatlerini koruyamayacak durumda olan kişileri korumak amacıyla mahkeme tarafından kurulan bir hukuki mekanizmadır. Bu kapsamda, korunmaya muhtaç bireylerin kişisel ve maddi hakları güvence altına alınır. Vesayet altında bulunan kişiye günlük kararlarında ve hukuki işlemlerinde destek olması için bir vasi (yasal temsilci) atanır. Vasi, vesayet altındaki bireyin hem kişisel (bakım, eğitim, sağlık gibi) hem de mali (malvarlığını yönetme, faturalarını ödeme vb.) menfaatlerini korumakla yükümlü kişidir. Vesayet kurumu, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup velayet (anne-babanın çocuğu üzerindeki hakları) dışında kalan durumlar için devreye giren bir koruma sistemidir.

Not: Velayet altında olan çocuklar için anne ve baba doğal temsilcidir; vesayet ise anne-babanın olmadığı veya ergin bireylerin kendi işlerini yürütemediği hallerde devreye girer.

2. Kimlere vasi atanabilir?

Türk hukukunda vasi atanabilecek kişiler genellikle korunmaya muhtaç küçükler veya kısıtlı erginlerdir. Kanun, hangi hallerde bir kişiye vasi atanabileceğini net olarak belirtmiştir. Başlıca durumlar şunlardır:

Yukarıdaki durumlardan birinin varlığı, mahkeme nezdinde vesayet davası açılması ve ilgili kişiye vasi tayini için yasal zemin oluşturur. Mahkeme, vesayet altına alınacak kişinin menfaatlerini gözeterek uygun bir vasi ataması yapar.

3. Vasi atanması için gerekli şartlar

Vasi atanabilmesi için hem vesayet altına alınacak kişiyle ilgili şartlar hem de vasi olacak kişiyle ilgili şartlar bulunmaktadır:

(a) Vesayet altına alınacak kişi açısından: Yukarıda listelenen vesayeti gerektiren durumlardan birinin mevcut olması gerekir. Mahkeme, durumu resmî belge ve delillerle teyit eder. Örneğin akıl hastalığı iddiasında sağlık kurulu raporu, bağımlılık iddiasında hastane kayıtları veya tanık beyanları gibi deliller aranır. Küçüklerde ise anne-babanın olmadığı veya çocuğun velayet altında bulunmadığı nüfus kayıtlarıyla belirlenir. Kısacası, vesayet için haklı bir sebep kanunen mevcut olmalıdır.

(b) Vasi olacak kişi (vasi adayı) açısından: Kanun, kimlerin vasi olabileceğini ve olamayacağını açıkça düzenlemiştir. Bir kişinin vasi olarak atanabilmesi için temel şartlar şunlardır:

Bunlara ek olarak, vasi olarak atanan kişi bu görevi kabul etmek durumundadır. Kanunen bazı kişilerin vasilik görevini reddetme (çekinme) hakkı da vardır. Örneğin dört veya daha fazla çocuğun velisi olanlar ya da halihazırda birden fazla kişiye vasi olanlar, yeni bir vasilik görevini üstlenmeyebilir. Mahkeme, atama kararını tebliğ ettiğinde, vasi adayı geçerli bir mazereti varsa itiraz ederek görevi kabul etmeme talebinde bulunabilir. Sonuç olarak, hem ihtiyaç koşulları hem de uygun vasi adayı mevcutsa, gerekli şartlar sağlanmış demektir ve mahkeme vasi atamasına karar verebilir.

4. Vasi atanması süreci (başvuru, mahkeme, karar)

Vasi atanması için izlenecek süreç, bir vesayet davası açılmasını gerektirir. Bu süreçte görevli mahkeme, kısıtlanması istenen kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir (vesayet makamı). Süreç genel hatlarıyla şu adımlardan oluşur:

Bu süreç resmi bir yargı süreci olduğundan birkaç ay sürebilir. Özellikle sağlık raporunun alınması ve duruşma tarihleri gibi adımlar zaman alabilmektedir. Süreç sonunda verilen vasi atama kararıyla birlikte, vasi tayin edilen kişi kısıtlının yasal temsilcisi sıfatını kazanır.

5. Gerekli belgeler

Vesayet davası başvurusu yaparken dilekçeyle birlikte bazı belgelerin de sunulması gerekir. Aşağıda temel gerekli belgeler listelenmiştir:

Sunulacak belgeler, vesayet talebinin dayanağını ne kadar iyi ortaya koyarsa mahkeme süreci o kadar sağlıklı ilerler. Özellikle sağlık raporu gibi resmi belgelerin eksiksiz olması çok önemlidir. Eğer bazı belgeler başvuru sırasında hazır değilse, mahkeme bunların temini için süreç içinde ek süre verebilir veya ilgili kurumlardan belgenin gönderilmesini isteyebilir.

6. Vasi’nin hak ve sorumlulukları

Vasi olarak atanan kişi, vesayet altındaki bireyin hem şahsi hem de malvarlığıyla ilgili konularında geniş sorumluluklar üstlenir. Bu sorumluluklar, kısıtlının menfaatlerini koruma amacıyla kanunla belirlenmiştir. Başlıca hak ve yükümlülükler şunlardır:

Özetle, vasi atanan kişi kısıtlının ihtiyaçlarını gideren, haklarını koruyan ve malını yöneten bir emin kişi konumundadır. Hakim gözetiminde hareket eder ve nihai olarak kısıtlının yararına olan kararları almak durumundadır. Görevini kötüye kullanan veya ihmal eden vasi, mahkeme kararıyla görevden alınabilir ve hakkında hukuki sorumluluk doğabilir (örneğin, verdiği zararı tazmin etmesi istenebilir).

7. Vasi atanması sonrası yapılması gerekenler

Mahkeme tarafından vasi ataması yapılıp karar kesinleştikten sonra, yeni atanmış vasi için bazı idari ve fiili adımlar söz konusudur. Vasi olarak göreve başladıktan sonra yapılması gereken başlıca işler şunlardır:

  1. Mahkeme kararının alınması: Vasi atandığını gösteren mahkeme kararının bir örneğini (vesayet ilamı) mahkemeden temin edin. Bu karar, vasi olarak yetkinizi ispatlayan belgedir. İleride resmî işlemlerde (banka, tapu, hastane vs.) karşınıza çıkacak kurumlardan bu belgeyi ibraz etmeniz istenebilir. Bu nedenle onaylı bir örneğini dosyanızda saklayın.
  2. Vasi defteri ve envanter hazırlanması: Kararın kesinleşmesiyle birlikte vakit kaybetmeden kısıtlının malvarlığı envanteri çıkarılmalıdır. Uygulamada mahkeme, vasiye bir mal envanteri (defter) hazırlaması talimatı verir ve bu işi denetlemesi için bir memur görevlendirebilir. Vasi, vesayet altındaki kişinin sahip olduğu tüm malvarlığını (taşınır, taşınmaz, banka hesapları, alacaklar, borçlar vs.) kalem kalem listelemelidir. Bu envanter, kısıtlının mal varlığının korunması için atılmış ilk adımdır. Envanter hazırlandıktan sonra mahkemeye sunulur ve hakim tarafından onaylanır. Eğer kısıtlının kayda değer bir malvarlığı yoksa, mahkeme defter tutma yükümlülüğünü kaldırabilir; ancak vasi yine de varsa ufak tefek eşyaları veya hakları not edip durumun bir dilekçeyle mahkemeye bildirildiğinden emin olmalıdır.
  3. Malvarlığının korunması için önlemler: Vasi, envanter çıkarıldıktan sonra kısıtlının malvarlığını koruma altına alır. Örneğin, kısıtlının banka hesapları varsa, bu hesaplar üzerinde kendi tasarruf yetkisini bankaya mahkeme kararıyla bildirir. Kısıtlının nakit parası varsa, mümkünse kısıtlı adına ayrı bir banka hesabı açarak parayı orada tutar (böylece harcamaları belgelendirmek kolaylaşır). Değerli eşyaları veya belgeleri varsa, bunları güvenli bir yerde muhafaza eder. Taşınmaz malları varsa, onların tapu kayıtlarına vesayet durumu not olarak düşülebilir (böylece habersiz satış engellenir). Kısacası vasi, kısıtlının mal ve haklarının zarar görmemesi için gerekli tüm koruyucu tedbirleri uygulamaya koyar.
  4. Kişisel ihtiyaçların planlanması: Vesayet altındaki kişinin günlük hayatıyla ilgili eksikleri giderin. Eğer kısıtlı bir çocuk ise, vasi onunla ilgilenecek bir düzen kurmalıdır (çocuğun vasi ile birlikte yaşaması yaygındır, mümkün değilse uygun bir yakın yanında kalması veya yetiştirme yurdunda ise temas kurulması gibi). Eğitim çağındaki çocukların okula devamını sağlamak, sağlık kontrollerini yaptırmak önem taşır. Kısıtlı bir yetişkinse, sağlık kontrollerini ihmal etmeyin, gerekiyorsa bir bakıcı ya da hemşire desteği ayarlayın. Vasi atanmadan önce kısıtlının hastane, bakım evi, huzurevi gibi bir kurumda kalması söz konusuysa, vasi olarak ilgili kuruma kendinizi tanıtıp iletişim bilgilerinizi verin ve kısıtlının durumu hakkında bilgi alın.
  5. İlgili kurum ve kişilere bildirim: Vesayet altındaki kişiyle ilgili önemli kurumlara vasi atandığını bildirmek gerekebilir. Örneğin:
    • Kısıtlının aylık aldığı bir maaş, emekli aylığı veya sosyal yardım varsa, ilgili kuruma (SGK, banka veya sosyal hizmet birimi) başvurup vasi olarak atandığınızı bildirin ve ödemelerin kısıtlının ihtiyaçlarına uygun şekilde kullanımını düzenleyin.
    • Kısıtlının eğitim gördüğü okul, tedavi gördüğü hastane veya bakım aldığı kurum varsa, vasi olarak yetkilendirildiğinizi oradaki yetkililere belirtin; böylece öğrencilik işlemlerinde veya sağlık kararlarında sizin onayınız aranır.
    • Kısıtlının adına devam eden davalar veya icra takipleri olup olmadığını araştırın. Eğer mevcut ise, ilgili mahkeme veya icra dairesine vasi atandığınıza dair kararı sunarak dosyaya kaydınızı yaptırın. Bu sayede kısıtlının taraf olduğu yasal süreçler size tebligat yapılarak devam edecektir.
  6. Hesap ve harcamaların tutulması: Göreve başlar başlamaz, kısıtlının gelir-gider dengesini tespit edin. Düzenli bir geliri (maaş, kira geliri, nafaka vs.) varsa, bunları kayıt altına alın. Aylık harcamaları planlayın ve her harcamayı belgelendirin (dekont, fatura saklamak gibi). Bu disiplin, hem kısıtlının parasının doğru kullanıldığını gösterir hem de mahkemeye vereceğiniz raporlar için gerekli olacaktır. Unutmayın, yıl sonunda (veya mahkemenin belirlediği dönemde) faaliyet raporu sunacaksınız; bunun için tüm işlemlerin kaydını tutmak önemlidir.
  7. Mahkeme talimatlarının takibi: Bazı durumlarda mahkeme, vasi atama kararında veya sonrasında size özel yükümlülükler verebilir. Örneğin, belli aralıklarla kısıtlının durumu hakkında bilgi vermenizi isteyebilir veya belirli bir malın satışından elde edilecek parayı bankada bloke etmenizi emredebilir. Bu tür yargı talimatlarına tam olarak uyun ve zamanında yerine getirin. Ayrıca vesayet makamının ve denetim makamının ileride izin veya onayına sunmanız gereken işlemler olursa (Bölüm 6’da belirtilen türden), bu başvuruları önceden hazırlıklı olarak yapın.
  8. İletişim ve danışma: Vesayet görevi zor ve sorumluluk dolu bir süreç olabilir. Karşılaştığınız tereddütlü durumlarda, mahkemenin yazı işleri veya kalemiyle iletişim kurmaktan çekinmeyin. Gerekirse hukuki danışmanlık alın (bir avukata danışmak gibi) özellikle büyük malvarlığı işlemlerinde veya karmaşık aile içi durumlarda profesyonel destek işinizi kolaylaştırabilir.

Yukarıdaki adımlar, vasi atandıktan sonraki ilk dönemde yapılması gerekenlerin genel özetidir. Bu süreçte temel prensip, kısıtlının hayatında mümkün olan en düzenli geçişi sağlamaktır. Vasi, göreve başlar başlamaz bir düzen kurarsa hem kısıtlı kişi için adaptasyon kolaylaşacak hem de hukuki sorumluluklar zamanında yerine getirilmiş olacaktır.

8. Vesayetin sona ermesi ve vasilikten çıkma süreci

Vesayet (kısıtlılık) durumu ve vasi görevi, sonsuza dek sürmez; belirli koşullar gerçekleştiğinde sona erer veya sona erdirilebilir. Vesayetin sona ermesi iki açıdan ele alınabilir: kısıtlının vesayetten çıkması (yani vesayetin kaldırılması) ve vasinin görevden ayrılması. Bu süreçler şöyle işler:

Vesayetin (kısıtlılığın) sona ermesi (Kısıtlının vesayetten çıkması):
Vesayet altındaki kişinin durumu değiştiğinde veya vesayeti gerektiren neden ortadan kalktığında mahkeme vesayeti kaldırır. Başlıca sona erme halleri şunlardır:

Mahkeme, vesayetin kaldırılması kararını kendisi de re’sen alabilir (örneğin kısıtlının iyileştiğine dair bilgi gelirse). Ya da kısıtlı kişinin kendisi, vasisi veya yakınları mahkemeye dilekçe ile başvurarak vesayetin sona ermesini talep edebilir. Her durumda, mahkeme bir inceleme yapacak ve karar ile vesayeti kaldıracaktır. Vesayet kararı kaldırılınca, kısıtlının fiil ehliyeti kanunun öngördüğü ölçüde iade olur (örneğin akıl sağlığı yerine geldiyse tam ehliyetli, değilse belki kısıtlılık haline devam kararı verilebilir).

Vasilikten çıkma (Vasinin görevinin sona ermesi):
Vasi olan kişinin görevi çeşitli şekillerde sona erebilir:

Vesayetin kaldırılması ve vasi değişimi işlemleri de bir mahkeme kararı gerektirir. Vesayet altındaki kişi veya her ilgili (örneğin aile bireyleri, savcı) vesayetin gereksiz hale geldiğini veya vasinin değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorsa, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak durumu bildirir. Mahkeme inceleme sonucunda haklı görürse vesayeti sona erdirir veya yeni bir vasi atar. Bu kararlar da kesinleştiğinde yürürlüğe girer.

Özetle, vesayet ilişkisinin sona ermesi ya kendiliğinden kanunen belirlenen durumlarla ya da mahkeme kararıyla olur. Her iki durumda da temel gaye, artık vesayete ihtiyaç kalmadığında veya mevcut vasinin uygun olmadığı anlaşıldığında, durumu normal hale döndürmek ya da daha uygun bir düzenleme getirmektir.

9. Vasi atamasına itiraz

Mahkemenin belirlediği vasiye karşı veya genel olarak vesayet kararına karşı, ilgili kişiler itiraz/şikâyet hakkına sahiptir. Vasi atamasına itiraz iki şekilde gündeme gelebilir: ilk atama kararına itiraz ve görevdeki vasinin değiştirilmesi talebi.

İlk atama kararına itiraz: Vesayet makamı (Sulh Hukuk Mahkemesi) bir vasi atadığında, bu kararı öğrenen ilgililer 10 gün içinde aynı mahkemeye itiraz edebilirler. İlgili kişiler kimlerdir? Kısıtlı kişinin kendisi (ayırt etme gücü varsa), eşi, yakın akrabaları veya hukuken menfaati etkilenen diğer kişiler itiraz hakkına sahiptir. İtiraz dilekçesinde, atanan vasinin neden uygun olmadığı veya yerine kimin önerildiği gerekçeleriyle belirtilir. Örneğin, mahkeme kısıtlıya amcasını vasi atamışsa fakat diğer taraftan kısıtlının kardeşi bu görevi üstlenmek istiyorsa, kardeş “ben daha yakınım ve daha uygunum” diyerek itiraz edebilir. Mahkeme, itiraz dilekçesini değerlendirir; eğer itirazı haklı bulursa yeni bir vasi ataması yapabilir veya ilk kararını düzeltebilir. İtiraz haklı görülmezse, karar olduğu gibi bırakılır. İtiraz üzerine verilen kararlar da kesinleşerek uygulamaya geçer.

Şunu da belirtmek gerekir: Vesayet işleri kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle vesayet davasını başlatan kişi sonradan davasından vazgeçmek istese bile, mahkeme durumu ciddi görürse süreci devam ettirip vasi atayabilir. Yani “dava açıldı ama geri çekiyorum” deme imkânı sınırlıdır; önemli olan kısıtlının menfaatidir.

Görevdeki vasinin değiştirilmesi talebi: Vasi atandıktan ve karar kesinleştikten sonra da ilerleyen zaman içinde, vasinin uygun olmadığı düşünülen haller olabilir. Bu durumda kısıtlının kendisi (eğer yapabiliyorsa) veya herhangi bir ilgili, vasinin görevden alınmasını talep edebilir. Örneğin, vasi kısıtlıya kötü davranıyorsa, malını kötü yönetiyorsa veya kısıtlının yakınları vasinin ilgisiz kaldığını düşünüyorsa mahkemeye başvurarak şikâyette bulunabilirler. Mahkeme, böyle bir talep geldiğinde vasiyi dinler, gerekirse denetim yaptırır ve inceleme sonucunda eğer iddialar doğrulanırsa vasiyi görevden alıp yeni bir vasi atar.

Ayrıca bazı özel durumlarda vasinin şahsına itiraz ortaya çıkabilir. Mesela vasi ile kısıtlı arasında sonradan bir çıkar çatışması doğarsa (diyelim ki vasi, kısıtlının mirasına aday hale geldi veya aralarında bir dava çıktı), bu durumda da ilgili kişiler vasinin değiştirilmesini talep edebilir. Yine evli bir çift düşünün; eşlerden biri diğerine vasi olarak atanmışken boşanma davası açılırsa, artık menfaat çatışması oluşacağından mahkeme mevcut vasiyi (eşini) görevden alıp yeni bir vasi atar. Bu tür değişiklikler, genellikle ilgililerin talebiyle başlasa da mahkeme kendisi de durumu fark ettiğinde re’sen değişiklik yapabilir.

İtiraz usulü: Vasi atamasına ilişkin itirazlar, kararı veren vesayet makamına (Sulh Hukuk Mahkemesi’ne) dilekçe ile yapılır. Mahkeme ilk kararında bir hata gördüyse düzeltir, görmezse talebi reddeder. İlk karara karşı ayrıca bir üst mahkemeye (denetim makamı Asliye Hukuk Mahkemesi’ne) temyiz yolu da açıktır; ancak vesayet işleri genelde ivedi görüldüğünden çoğu karar itiraz aşamasında çözüme kavuşur.

Özetle, vasi atamasında hakkaniyete aykırı bir durum olduğu düşünülürse hukuk sistemi buna itiraz imkânı tanır. Amaç, kısıtlının yararına en uygun kişinin vasi olmasını sağlamaktır. İtiraz süresi geçirildikten sonra bile, eğer vasinin sorunlu davranışları ortaya çıkarsa her zaman vasinin değiştirilmesi istenebilir. Son tahlilde, vesayet süreci boyunca mahkeme hem kısıtlının hem de kamunun yararını gözeterek gerektiğinde yeni kararlar alabilir.

10. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Vesayet davası ne kadar sürer?
Cevap: Vesayet (vasi tayini) davalarının süresi, her somut olaya ve mahkemenin iş yüküne göre değişebilse de genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında sonuçlanır. Süreci en çok etkileyen faktör, alınacak sağlık kurulu raporunun süresi ve duruşma tarihleridir. Eğer hastane raporu hızlı alınır ve başka karmaşık bir durum yoksa birkaç ay içinde karar çıkabilir. Ancak mahkemenin yoğunluğu, delillerin toplanması, itirazlar gibi etkenler olursa süre uzayabilir. Uygulamada 4-5 ayda sonuçlanan davalar olabildiği gibi, 1 yılı aşan nadir durumlar da vardır. Genel olarak, yarım ile bir yıl arası makul bir süre olarak öngörülebilir.

Soru 2: Vasi, yaptığı iş için maaş veya ücret alıyor mu?
Cevap: Kural olarak vasilik görevi ücretsizdir; vasi, kısıtlıya akrabalık duygusuyla veya toplumsal sorumluluk gereği hizmet eder. Devlet tarafından ödenen bir maaş söz konusu değildir. Ancak, eğer kısıtlının malvarlığı varsa ve vasi bu malvarlığını yönetirken ciddi emek harcıyorsa, mahkeme kararıyla vasiye uygun bir ücret takdir edilebilir. Bu ücret kısıtlının malvarlığından karşılanır ve genelde yıllık olarak belirlenir (örneğin her yıl belirli bir miktar). Yine de bu zorunlu değildir; hakim, vasiye ücret verilip verilmeyeceğine karar verir. Bunun dışında, vasi görevini ifa ederken yaptığı zorunlu masrafları (örneğin yol masrafı, dava masrafı gibi) kısıtlının malvarlığından alabilir. Özetle, düzenli bir maaş yoktur fakat koşullara göre mahkeme vasiye bir ödeme yapılmasına izin verebilir.

Soru 3: Bir kişiye birden fazla vasi atanabilir mi?
Cevap: Evet, gerekli görülen hallerde mahkeme birden fazla vasi atayabilir. Normalde tek vasi yeterli olur ancak bazı durumlarda işbölümü veya denge sağlamak amacıyla iki kişi birlikte vasi olarak görevlendirilebilir. Örneğin, geniş bir malvarlığının yönetimi söz konusuysa veya kısıtlının hem kişisel bakım hem de ticari işleri varsa, mahkeme biri mali işlerden diğeri sağlık-bakım işlerinden sorumlu iki vasi atamayı tercih edebilir. Veya eşler birlikte vasi tayin edilebilir. Kanunen buna engel yoktur. Birden çok vasi atanırsa, bunlar müşterek vasi olarak hareket eder ve uyum içinde kısıtlının yararına çalışmak zorundadır. Ayrıca kanun, zaten birden fazla kişiye vasi olan veya çok sayıda çocuğun velisi olan bir kişinin yeni bir vasilik görevini kabul etmeme hakkı olduğunu belirtir. Bu da gösterir ki bir kişi aynı anda birden fazla vesayet görevi üstlenebilir, ancak dörtten fazla vesayet görevi pratikte mümkün olmaz (kişi istemezse reddedebilir).

Soru 4: Vasi ile veli (velayet) arasındaki fark nedir?
Cevap: Velayet, bir çocuğun anne ve babası tarafından kanunen temsil edilmesi ve bakılması anlamına gelir. Velayet hakkı, evlilik birliği içinde doğan çocuklarda anne ve babaya aittir; ayrılık durumunda mahkeme velayeti ebeveynlerden birine verebilir. Velayet kapsamındaki çocuklar için ayrıca bir vasi gerekmez çünkü ebeveynler doğal temsilcidir. Vesayet ise, velayet altında olmayan küçükler ile belirli sebeplerle kısıtlanan erginlerin korunması için devreye girer. Vesayette, mahkeme tarafından atanan bir vasi kişinin haklarını korur. Özetle, veli çocuğun annesi/babasıdır (doğal hak), vasi ise mahkemece atanan bir temsilcidir (hukuki görev). Örneğin, anne-babasını kaybetmiş bir çocuk için amcası veya bir aile dostu vasi olarak atanabilir; burada artık velayet değil vesayet söz konusudur. Yine 30 yaşında akıl hastası bir bireyin velisi olamaz (çünkü yetişkindir), ona mahkeme vasi atar. Velayet aile hukukunun bir parçasıdır, vesayet ise bir nevi sosyal koruma mekanizmasıdır.

Soru 5: Vasi, görevini kendi isteğiyle bırakabilir mi?
Cevap: Tamamen kendi isteğiyle, herhangi bir sebep yokken vasilikten çekilmek hemen mümkün değildir, çünkü vasilik bir mahkeme kararıyla verilen sorumluluktur. Ancak kanun, belirli süreler sonunda veya haklı mazeret durumlarında vasiye görevi bırakma imkânı tanımıştır. Şöyle ki: Vasi, atandığı tarihten itibaren en az 2 yıl görev yapar. Görev süresi dolduğunda mahkeme genelde aynı kişiyi tekrar atar; 4 yılın sonunda ise vasi artık istemezse çekilme hakkını kullanabilir. Mahkemeye başvurup “dört yıldır görev yaptım, artık ayrılmak istiyorum” diyebilir. Mahkeme, kısıtlının menfaatini değerlendirir ve uygun görürse yeni bir vasi atar. Bunun dışında, vasi önemli bir mazeret göstererek de ayrılabilir (örneğin ciddi sağlık sorunları, taşınma, aşırı yaşlılık gibi durumlar). Mahkeme her somut durumda kararı verir; yeni vasi atanıncaya kadar eski vasi görevine devam etmek zorundadır. Özetle, vasi görevi tek taraflı istifa gibi hemen sona ermez, fakat kanunun öngördüğü hallerde ayrılmak mümkündür. Bu durumda da mutlaka mahkeme onayı gerekir.

11. Kaynakça

  1. Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı) – Türk hukukunda vesayet kurumunun yasal dayanağını oluşturan hükümleri içerir. Özellikle TMK madde 396-494 arasında vesayet makamları, vasi atanma şartları, vasinin görev ve yetkileri, vesayetin sona ermesi gibi konular düzenlenmiştir. (Erişim: mevzuat.gov.tr üzerinden “Türk Medeni Kanunu” metni*)
  2. T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı – “Vesayet İşlemleri ve Vasilik Süreci Hakkında Açıklayıcı Rehber” (2020) – Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan resmi rehber. Vesayet konusundaki sıkça sorulan sorulara yanıtlar verilmekte, vesayet ve vasi atama süreçleri hakkında hem yasal bilgiler hem de pratik açıklamalar sunulmaktadır. Özellikle sosyal hizmet perspektifinden vesayet uygulamalarını ele alan kapsamlı bir kaynaktır. (PDF dokümanı, aile.gov.tr adresinden alınmıştır.)
  3. Pi Legal Hukuk Bürosu – “Vesayet Davası ve Vasi Tayini: A’dan Z’ye Kapsamlı Rehber” (2025) – Bir hukuk bürosu tarafından yayınlanan güncel makale. Vesayet davasının ne olduğu, hangi durumlarda gerektiği, adım adım başvuru süreci, gerekli belgeler, sağlık raporu aşaması, duruşma ve karar safhaları sade bir dille anlatılıyor. Ayrıca Sıkça Sorulan Sorular kısmında davanın ne kadar sürdüğü, vasiye maaş ödenip ödenmediği, görev ve sorumluluklar gibi pratik konulara değiniliyor. (Çevrimiçi makale, pilc.law adresinden alınmıştır.)
  4. Hürriyet Hukuk Bürosu – “Vesayet Davası Şartları ve Vasilik” (2024) – Bu kaynak, vesayetin ne olduğu ve vasi tayininin hangi şartlarda yapıldığını açıklayan, sorular-cevaplar formatında bir yazıdır. Vesayet için aranan akıl hastalığı, kötü yönetim, cezaevinde olma gibi durumlar tek tek ele alınmış, vasi tayini sürecinin nasıl işlediği anlatılmıştır. Ayrıca vasinin görevleri, mahkeme izni gerektiren işlemler, vasiye itiraz ve vesayetin kaldırılması gibi konular ayrıntılı şekilde incelenmiştir. (Çevrimiçi makale, hurriyethukuk.com adresinden alınmıştır.)
  5. Ahmet Alkan Avukatlık Bürosu – “Vasilik ve Vesayet Rehberi: Vasi Nedir, Görevleri ve Yetkileri” – Hukuki blog formatındaki bu makalede, vasi ve vesayet kavramlarına genel bir bakış sunuluyor. Türk Medeni Kanunu’ndaki vesayet düzenlemeleri temel alınarak, küçüklerin ve kısıtlı erginlerin haklarının nasıl korunduğu açıklanıyor. Vasi tayini ve atama süreci, vasilik dilekçesi, vasinin görev ve yetkileri ile velayet-vesayet farkı gibi alt başlıklar halinde anlaşılır örneklerle anlatılmış. Özellikle vesayet kurumunun amacı ve toplumdaki yeri üzerine açıklamalar içeriyor. (Çevrimiçi makale, ahmetalkan.av.tr adresinden alınmıştır.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir